Yoga ve Bağışıklık Sistemi: Yoga, Bağışıklığı Nasıl Güçlendirir ve Genel Sağlığı Nasıl Artırır?

Bugünün koşuşturmacasında, son teslim tarihleri, ekran maratonları ve bitmek bilmeyen kahve fincanları arasında bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak her zamankinden daha önemli (çünkü dürüst olalım, kimsenin hasta olmaya ayıracak zamanı yok). Tabii ki, hepimizin bildiği o klasik öneriler var: iyi beslen, yeterince uyu, stresi yönet. Ama ya size, tüm bunları ve fazlasını tek başına yapabilen bir gizli kahraman olduğunu söylesem? Evet, doğru tahmin: yoga!

Araştırmalar, düzenli yoga pratiğinin bağışıklık sisteminizi turbo şarj edebileceğini, genel sağlığınızı artırabileceğini ve hayatın o ufak tefek (ve bazen devasa) dertlerine karşı sizi daha dayanıklı hale getirebileceğini kanıtlıyor. Modern bilimle Ayurveda’nın zamansız bilgeliğini bir araya getirdiğinizde, yoga’nın sadece esneklik ya da rahatlama meselesi olmadığını, bağışıklık sisteminizi şahlandıran ve sizi içten dışa “vay be, ne harika hissediyorum!” dedirten tam bir vücut yenilenmesi sunduğunu fark ediyorsunuz.

Yoga ve Bağışıklık Sistemi Üzerine Bilimsel Araştırmalar

İltihaplanmayı ve Stresi Azaltmak

Kronik iltihaplanma ve yüksek stres seviyeleri, zayıflamış bağışıklık fonksiyonu ve çeşitli hastalıkların ortaya çıkışıyla ilişkilendirilmiştir. Yoga, stresi azaltma yeteneğiyle geniş çapta tanınır ve bu da iltihaplanmayı azaltabilir. 2018 yılında Frontiers in Immunology dergisinde yayınlanan bir çalışma, yoga yapmanın, C-reaktif protein (CRP) gibi vücuttaki iltihaplanma göstergelerini önemli ölçüde azalttığını ortaya koymuştur. Çalışma, düzenli yoga pratiğinin, vücudun strese karşı iltihaplanma tepkisini hafifleterek bağışıklık sistemi fonksiyonlarının iyileştirilmesine nasıl katkıda bulunabileceğini vurgulamıştır.

Yoga ve Sinir Sistemi

Yoga, otonom sinir sistemini etkileyerek vücudun stres tepkisini düzenlemeye yardımcı olur. Derin nefes alma, meditasyon ve farkındalıklı hareket gibi uygulamalarla yoga, parasempatik sinir sistemini (“dinlen ve sindir” sistemi) harekete geçirir. Psychoneuroendocrinology dergisinde 2013 yılında yayımlanan bir çalışma, yoga yapan bireylerin genellikle “stres hormonu” olarak adlandırılan kortizol seviyelerinin daha düşük olduğunu ortaya koymuştur. Kortizolün azalması ve vagus aktivitesinin artması, vücudun dengeye dönmesine yardımcı olarak bağışıklık sağlığını destekler.

Nefes Teknikleri ve Bağışıklık Sağlığı

Nefes teknikleri, yani pranayama, yoga uygulamalarının temel unsurlarından biridir ve bağışıklık sistemi üzerinde doğrudan etkili olabilir. Journal of Clinical Psychology (2013) dergisinde yayımlanan bir inceleme, yoga sırasında kullanılan kontrollü nefes tekniklerinin anksiyete ve stres semptomlarını azaltabileceğini ve bunun bağışıklık fonksiyonuna olumlu yansıdığını vurgulamıştır. Pranayama uygulaması, vücudu oksijenle besler, toksinlerden arındırır ve bağışıklık sistemi dahil olmak üzere birçok bedensel sistemin sağlıklı çalışmasını destekler.

Yoga’nın Bağışıklık Yanıtını Artırmadaki Rolü

International Journal of Yoga (2012) dergisinde yayımlanan bir randomize kontrollü çalışma, düzenli yoga yapan katılımcıların, bağışıklık yanıtının temel bileşenlerinden olan T-hücrelerinin sayısında belirgin bir artış gösterdiğini ortaya koymuştur. T-hücreleri, vücudun enfeksiyonlarla savaşmasına yardımcı olur ve aktivitelerindeki artış, daha iyi bir bağışıklık fonksiyonu ile ilişkilendirilir. Çalışma, yoganın bağışıklık yanıtını yöneten hem hücresel hem de moleküler mekanizmalar üzerinde olumlu bir etkisi olduğunu sonucuna varmıştır.

Hastalıktan Hızlı İyileşme

Araştırmalar, yoganın hastalıklardan iyileşme sürecini hızlandırmada da etkili olabileceğini öne sürmektedir. Journal of Alternative and Complementary Medicine (2013) dergisinde yayımlanan bir çalışma, yoga pratiklerinin dolaşımı iyileştirerek, kas gerginliğini azaltarak ve stresi düşürerek vücudun ameliyat veya hastalık sonrası iyileşme kapasitesini artırabileceğini göstermiştir. Bu etkiler bağışıklık sistemini destekleyerek iyileşme sürecine katkıda bulunmaktadır.

Ayurvedik Perspektif ve Bağışıklık

Hindistan’ın kadim tıp sistemi Ayurveda, sağlığın korunmasında vücut enerjilerinin dengelenmesinin önemini uzun zamandır vurgulamaktadır. Ayurveda’ya göre bağışıklık, yani Ojas, fiziksel ve zihinsel sağlığın temelidir. Güçlü bir Ojas, hastalıklara karşı direnç, canlılık ve uzun ömür ile ilişkilendirilir.

Ayurveda’da yoga, Ojas’ı güçlendirmek için beden, zihin ve ruhu uyum içine sokan güçlü bir araç olarak görülür. Farkındalıkla yapılan nefes çalışmaları, meditasyon ve asana uygulamaları sayesinde yoga, vücuttaki enerji kanallarındaki (nadiler) tıkanıklıkları temizler ve doshaları (Vata, Pitta ve Kapha) dengeler. Doshaların dengelenmesiyle yoga, bağışıklık sağlığını destekleyen istikrarlı bir iç ortam yaratır.

Vata dengesizliği, kuruluk ve düzensizliğe yol açarak bağışıklık sistemini zayıflatabilir. Topraklanma ve dengeyi teşvik eden yoga pozları, örneğin öne eğilmeler ve oturuş pozları, Vata’yı sakinleştirir ve dengeyi yeniden sağlar.

Pitta dengesizliği, iltihaplanma, asidite ve aşırı ısınmaya neden olabilir. Soğutucu ve iyileştirici pozlar ile meditasyon, Pitta’yı yatıştırır ve vücutta iltihaplanma yanıtlarını azaltır.

Kapha dengesizliği, tembellik ve tıkanıklık yaratabilir. Enerji verici ve detoks etkili pozlar, örneğin burgu ve arkaya eğilmeler, Kapha’yı uyarır ve dolaşımı teşvik eder, bağışıklık fonksiyonunu iyileştirir.

Pranayama (nefes egzersizleri) gibi uygulamalar, vücudun enerji akışını düzgün tutmak ve bağışıklık sistemini zayıflatabilecek toksinlerin (Ama) birikmesini engellemek için çok önemli kabul edilir. Yoga, detoks, zihni temizlemek ve bağışıklık sistemini desteklemek konusunda yardımcı olur; tıpkı Ayurvedik tedavilerin dengenin yeniden sağlanması ve tıkanıklıkların giderilmesine odaklanması gibi.

Yoga’nın bağışıklık sistemini güçlendirme potansiyeli, bilimsel araştırmalarla güçlü bir şekilde desteklenmekte ve eski Ayurvedik bilgeliğe derinden kök salmaktadır. İltihaplanmayı azaltarak, stresi düzenleyerek, dolaşımı iyileştirerek ve bağışıklık yanıtını güçlendirerek, yoga bağışıklığı artırmak ve genel sağlığı desteklemek için bütünsel bir araç olarak hizmet eder. İster stresi yönetmek, ister hastalıktan iyileşmek, ister sadece sağlığınızı iyileştirmek için yoga yapıyor olun, yoga’nın günlük rutininize girmesi, hem beden hem de zihniniz için uzun vadeli faydalar sağlar.

Bugün birkaç dakika yoga yapmaya başlayarak bu bağışıklık artırıcı faydaları kullanmaya başlayın. Vücudunuz ve bağışıklık sisteminiz size teşekkür edecek!

Bugün ilk adımı atın! Yoga’yı bağışıklığınızı güçlendirmek için nasıl rutinize dahil edebileceğinizle ilgili sorularınız varsa ya da kişiselleştirilmiş tavsiyeler almak istiyorsanız, bize ulaşmaktan çekinmeyin. namaste@shakti.istanbul adresine yazabilir ya da @shakti.istanbul instagram hesabımız üzerinden mesaj gönderebilirsiniz. Size bu güçlendirici yolculukta rehberlik etmek için sabırsızlanıyoruz!

Rüyaların Çözümlenmesi: Alt Bilinç Üzerine Yogik Bir Perspektif

Rüyalar, yüzyıllardır insanları büyülemiş, sıklıkla bilinçaltına açılan gizemli kapılar olarak görülmüştür. Modern psikoloji, rüyaları analiz etmek için değerli çerçeveler sunarken, yogik felsefe de içerdikleri anlamlara dair derin bir bakış açısı sunar. Bu bakış açısına göre, rüyalar zihnin aynalarıdır; ince izleri (samskaralar), karmik desenleri ve gunaların (doğanın nitelikleri: sattva, rajas ve tamas) etkileşimini ortaya koyar. Bu blogda, rüyaların işlevini inceleyecek, ruhsal anlamlarını ele alacak ve bazı yaygın rüya temalarının yorumlarını yapacağız.

Yogik Felsefede Rüyalar

Yogik düşüncede, zihin (chitta) geçmiş deneyimlerden, eylemlerden ve düşüncelerden izler saklar. Bu izler, samskaralar olarak bilinir ve rüyalarımızı şekillendirir. Rüyalar, bilincin dört halinden biri olan svapna durumunda deneyimlenir (uyanıklık, rüya görme, derin uyku ve turiya). Bunlar, bilinçaltını yansıtarak, çözülmemiş duyguları, karmik izleri ve ruhsal dersleri işlemek için benzersiz bir alan sunar.

Downloaded from Freepik

Yoga’da Rüyaların Rolü

  • Karmik Çözümleme: Rüyalar, bastırılmış duyguları ve anıları gün yüzüne çıkararak çözülmemiş karmayı çözmeye yardımcı olabilir. Örneğin, tekrarlayan temalar, dikkat edilmesi veya iyileştirilmesi gereken yapılara işaret edebilir.
  • Samskara Farkındalığı: Rüyalarımızı gözlemleyerek, düşüncelerimizi ve eylemlerimizi etkileyen derin izleri tanıyabiliriz. Farkındalık, bu izlerden kurtulmanın ilk adımıdır.

Gunaların Dengelemesi

Rüyalar genellikle zihindeki baskın gunayı yansıtır.

  • Tamas: Kabuslar veya korku, karışıklık ve hareketsizlik temalı rüyalar.
  • Rajas: Aktif, kaotik veya duygusal olarak yüklü rüyalar.
  • Sattva: Huzurlu, uyumlu veya derinlemesine anlam içeren rüyalar. Hangi gunanın etkin olduğunu anlamak, dengeyi yeniden sağlamak için rehberlik edebilir.
Downloaded from Freepik

Kendini Gerçekleştirme Yolu

Bazı rüyalar, yüksek bilinç durumlarına dair ipuçları sunar ve sezgisel zihinden gelen ruhsal rehberlik veya farkındalıklar gibi işlev görür.

Yaygın Rüya Temaları ve Yogik Yorumları

Takip Edilmek

  • Anlamı: Çözülmemiş korkuların, kaygıların veya bastırılmış duyguların bir yansıması.
  • Yogik Bakış: Kaçtığınız şeyle yüzleşmeniz için bir davet olarak kabul edin. Meditasyon ve günlük tutma gibi uygulamalar, kökeni keşfetmenize yardımcı olabilir.

Düşmek

  • Anlamı: Hayatta kontrolü veya istikrarı kaybetme hissi.
  • Yogik Bakış: Bu rüya, aşırı rajas veya tamasın bir belirtisi olabilir. Dengeyi yeniden sağlamak için asana uygulamaları (örneğin, Tadasana veya Ağaç Pozu) yardımcı olabilir.

Uçmak

  • Anlamı: Özgürlük veya aşama arzusunun bir yansıması.
  • Yogik Bakış: Bu rüya, yüksek benlik ile bağlantı kurma isteğini gösterebilir. Pranayama ve meditasyon uygulamaları, bu arzuya yardımcı olabilir.

Dişlerin Dökülmesi

  • Anlamı: Görünüş, iletişim veya yaşlanma konusunda kaygı.
  • Yogik Bakış: Bu rüya, öz kabul ve dengeleme ihtiyacını gösterebilir. Olumlamalar veya “So Hum” gibi mantralar söylemek, netlik getirebilir.

Bir Rehber veya Guru ile Tanışmak

  • Anlamı: İçsel bilgelik veya ruhsal öğretmenle bağlantı.
  • Yogik Bakış: Bu rüyalar, sattvik enerjiyi yansıtır. Bu bağlantıyı güçlendirmek için meditasyon veya mantra pratiğinizi derinleştirin.

Kaybolmuş veya Sıkışmış Olmak

  • Anlamı: Yönsüz veya bunalmış hissetmek.
  • Yogik Bakış: Bu rüya, netlik ihtiyacını gösterir. Svadhyaya (öz-çalışma) ve günlük tutma, yolunuzu yeniden hizalamaya yardımcı olabilir.
Downloaded from Freepik

Rüyalarla Çalışmak İçin Pratik İpuçları

  • Rüya Günlüğü: Yatağınızın yanında bir günlük bulundurun ve uyanır uyanmaz rüyalarınızı yazın. Bu uygulama, farkındalığı artırır ve tekrarlayan temaları çözmenize yardımcı olabilir.
  • Rüyalar Üzerine Meditasyon: Canlı rüyalar üzerinde meditasyon yapın. Duyguları ve sembollerini gözlemleyin, içgörülerin doğal olarak ortaya çıkmasına izin verin.
  • Mantra Japa: Om Namah Shivaya veya Gayatri Mantra gibi mantraları yatmadan önce söylemek, zihni arındırabilir ve sizi huzurlu rüyalara yönlendirebilir.

Gunaların Dengelemesi

  • Tamasik rüyalar için: Sabah güneşiyle, dinamik asanalarla ve enerjik gıdalarla ışık ve enerjinizi artırın.
  • Rajasik rüyalar için: Chandra Bhedi gibi serinletici pranayama pratikleri ile zihni sakinleştirin ve restoratif yoga yapın.
  • Sattvik rüyalar için: Mantra söyleme veya sessiz meditasyon gibi, netlik ve uyumu besleyen uygulamaları sürdürün.

Rüyalar, zihnin geçici imgelerinden daha fazlasıdır; bunlar, öz keşif ve ruhsal büyüme için derin fırsatlardır. Rüyaları yogik bir bakış açısıyla ele alarak, daha derin anlamlarını keşfedebilir, karmik desenlerle çalışabilir ve zihni dengeleyebiliriz. İçsel yolculuğunuzda, rüyalarınızın sizi daha büyük öz farkındalık ve uyum yoluna rehberlik etmesine izin verin. Ve unutmayın, yoganın bilgeliği sadece uyanık pratiklerde değil, tüm bilinç hallerini – uyanıklık, rüya görme ve ötesini – nasıl entegre ettiğimizdedir.

Dişil Enerjinin Dansı: İçsel Ritminizle Uyumlanma Rehberi

Adet döngüsü, kadınların bedensel ve ruhsal durumlarını yönlendiren, doğanın döngülerine paralel içsel bir ritimdir. Bu döngüler, bir ay boyunca bedenimizin enerjisini, ruh halimizi ve sağlığımızı şekillendirir. Kadınlar için bu doğal süreç, sadece fiziksel bir deneyim değil, aynı zamanda ruhsal bir dönüşüm, yaratıcılığın ve içsel gücün kaynağıdır.

Bu yazıda, adet döngüsünün her aşamasında bedenimizi ve ruhumuzu nasıl besleyebileceğimizi, yoga pratiğimizle nasıl uyumlanacağımızı ve içsel dişil enerjimizi nasıl besleyeceğimizi keşfedeceğiz. Adet döngüsünün ritmine uyumlanmak, içsel dünyamıza daha derin bir bağ kurmamıza olanak tanır. Her aşamada bedenimize ve ihtiyaçlarımıza kulak vererek, hem fiziksel hem de ruhsal dengeyi sağlayabiliriz.

Downloaded from Freepik

Adet Dönemi (1-5. Gün): İçsel Sessizlik

Adet döneminde, rahim duvarı östrojen ve progesteron düşüşüne “vakit geldi” diyerek dökülmeye başlar. Bu süreçte enerji seviyelerimiz yerlerde sürünebilir, kramplar sinirlerimizi bozabilir ve yorgunluk bizi battaniyelere sarılmaya davet edebilir. Bu dönemde bedenimizdeki yangın (pitta) enerjisi yatışırken, vata enerjisi artar, bu da içsel sakinlik ve dinginlik isteği yaratır.

Adet dönemi, kendimize nazik davranmamız gereken bir zamandır. Bu dönemde dinlenmek, iyileşmek ve bedensel hassasiyetimize uygun bir yoga pratiği yapmak oldukça önemlidir. Yoga pratiğinde, vücudu fazla zorlamadan rahatlatıcı pozlar tercih edilmelidir.

Adet Dönemi İçin Yoga Asanaları

  • Supta Baddha Konasana: Pelvis bölgesindeki gerginliği azaltır. Vücudu dinlendirir ve rahatlatır.
  • Balasana: Zihni sakinleştirir ve karın bölgesine nazikçe baskı yaparak rahatlama sağlar.
  • Viparita Karani: Kan dolaşımını artırır ve bacaklardaki şişkinliği hafifletir. Aynı zamanda sinir sistemini sakinleştirir.

Ne Yiyelim?

Bu dönemde, vücut kan kaybettiği için demir ve çinko gibi besinlerle desteklenmesi önemlidir. Demir açısından zengin yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, kara lahana), mercimek, nohut ve kabak çekirdeği gibi gıdalar idealdir. Ayrıca, magnezyum içeren besinler (avokado, muz, badem) krampları hafifletir ve rahatlama sağlar.

Sıcak çorbalar, zencefil çayı ve sıcak bitki çayları sindirimi destekler ve bedeni rahatlatır. Şeker, kafein ve fazla tuzdan kaçınmak, bu dönemin geçiş sürecini daha huzurlu kılar.

Downloaded from Freepik

Foliküler Dönem (6-14. Gün): Yeniden Doğuş

Foliküler dönem, östrojenin yükselmeye başladığı ve vücudun yumurtlamaya hazırlandığı dönemi kapsar. Bu dönemde enerji seviyeleri artar, bedenimiz güçlenir ve içsel enerjimiz yeniden doğar. Yoga pratiğinde, bu dönemdeki artan enerjiyi dengelemek için daha aktif pozlar tercih edilebilir.

Bu dönemde zihinsel netlik ve yaratıcılık da artar, kendimizi yenilenmiş hissedebiliriz. Bedeni güçlendiren, dengeyi artıran ve enerjimizi yükselten yoga pozları, bu dönemin ruhunu en iyi şekilde yansıtır.

Foliküler Dönem İçin Yoga Asanaları

  • Virabhadrasana II: Bu poz, bacakları güçlendirir, dengeyi artırır ve enerji akışını uyarır.
  • Utthita Trikonasana: Kalça ve göğüs bölgesini açar, dengeyi geliştirir ve enerjiyi yükseltir.
  • Utkatasana: Bacakları güçlendirir ve vücuda güç kazandırır.

Ne Yiyelim?

Bu dönemde, vücut daha fazla enerjiye ihtiyaç duyar, bu nedenle protein ve kompleks karbonhidratlar önemlidir. Mercimek, nohut gibi yağsız proteinler ile kinoa, kahverengi pirinç ve yulaf gibi karbonhidratlar tercih edilebilir. Ayrıca, sağlıklı yağlar (ceviz, keten tohumu, avokado) ve antioksidanlar (yaban mersini, ahududu, nar) da hormon sağlığını destekler.

Downloaded from Freepik

Ovülasyon Dönemi (15-17. Gün): Yaratıcılığın Zirvesi

Ovülasyon, kadının en yaratıcı, enerjik ve canlı olduğu dönemdir. Östrojenin zirveye ulaşmasıyla birlikte, bedende güç ve canlılık artar. Bu dönemde zihinsel ve fiziksel olarak kendinizi güçlü, çekici ve özgüvenli hissedebilirsiniz.

Yoga pratiğinde, bu dönemin enerjisini serbest bırakmak için daha güçlü, dinamik pozlar tercih edilebilir. Ayrıca, yaratıcılığı artırıcı meditasyon ve nefes çalışmaları da faydalıdır.

Ovülasyon Dönemi İçin Yoga Asanaları

  • Chaturanga Dandasana: Üst vücut gücünü artırır ve enerjiyi serbest bırakır.
  • Dhanurasana: Yaratıcı enerjiyi uyarır ve kalp çakrasını dengeler.
  • Bakasana: Dengeyi ve odaklanmayı artırır.

Ne Yiyelim?

Bu dönemde enerji seviyesi yüksek olduğundan, beslenmede vücudu besleyici, protein ve karbonhidrat açısından zengin gıdalar tercih edilmelidir. Ayrıca, anti-inflamatuar besinler (zencefil, zerdeçal) hormon dengelemesini destekler. Su tüketimi de bu dönemde oldukça önemlidir, çünkü vücut fazladan sıvı ihtiyacı duyabilir.

Downloaded from Freepik

Luteal Dönem (18-28. Gün): İçsel Dönüşüm

Luteal dönemde progesteron seviyesi yükselmeye başlar ve bedende sakinleşme, rahatlama isteği doğar. Bu dönemde daha fazla içe dönük bir enerji vardır; beden, yavaşlama ve dinlenme ihtiyacı hisseder.

Yoga pratiğinde, bu dönemde daha yavaş ve rahatlatıcı pozlar tercih edilmelidir. Zihni sakinleştiren, bedeni rahatlatan ve dengeli bir şekilde enerji akışını sağlayan pozlar, bu dönemin ihtiyaçlarına en uygun olanlardır.

Luteal Dönem İçin Yoga Asanaları

  • Supta Padangusthasana: Bacakları esnetir, zihni rahatlatır ve vücutta dengeyi sağlar.
  • Savasana: Tam bir gevşeme sağlar, bedeni dinlendirir ve zihni sakinleştirir.
  • Ananda Balasana: Derin gevşeme sağlar, alt sırt bölgesindeki gerilimi hafifletir ve kalçaları nazikçe açar.

Ne Yiyelim?

Luteal dönemde, vücut daha fazla serotonin üretmeye ihtiyaç duyar. Bu nedenle, karbonhidratlar ve magnezyum içeren besinler (çikolata, muz, kabak çekirdeği) rahatlama sağlar. Ayrıca, sindirimi kolay, ılık ve besleyici yemekler bu dönemde idealdir.

Kadın bedeni, doğanın döngüsüne paralel olarak çeşitli enerjileri barındırır. Adet döngüsü boyunca bu enerjileri anlamak, yoga ve beslenme ile dengelemek, hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı iyileştirir. İçsel dişil enerjimizi besleyerek, doğanın ritmine daha yakın olabilir, yaşamın her anında daha bilinçli ve dengeli bir şekilde var olabiliriz.

Asura Arketipi: Kurtuluşa Giden Yol

Asuralar, Hinduizm’de tanrılara (Devalar) karşıt olarak betimlenen güçlü varlıklardır. Tanrılar, erdem, bilgelik ve uyum gibi nitelikleri simgelerken, Asuralar genellikle kibir, hırs, açgözlülük ve egoyu temsil eder. Evrensel düzeni bozan ve ilahi prensiplere karşı çıkan varlıklar olarak görülürler. Bazıları güçlü veya bilge olarak tasvir edilse de verdikleri kararlar onları tanrılarla çatışmaya sokar ve sonuçta kendi yıkımlarına yol açar.

Hinduizm’in geniş dokusunda, Asuralar içsel mücadelelerimizin güçlü bir sembolü olarak karşımıza çıkar. Sıklıkla ego, hırs, öfke ve cehaletle ilişkilendirilen Asuralar, bu niteliklerin kontrolsüz bir şekilde büyüdüğünde acıya ve gerçeğimizden kopuşa yol açabileceğini temsil eder. Onların Devalar (tanrılar) ile savaşı sadece kozmik bir mücadele değil, aynı zamanda insan kalbinde süregeldiği düşünülen bir iç savaşı yansıtır.

Downloaded from Freepik

Asura Arketipinin Kültürel Bağlamı ve Modern Psikolojide Önemi

Hinduizm’de Asuralar, güçlü varlıklar olarak tasvir edilir, ancak büyük beceri ve etkiye sahip olmalarına rağmen, ego ve maddi arzulara olan bağlılıkları onları nihayetinde felakete sürükler. Ancak Asura arketipi sadece Hindu mitolojisiyle sınırlı değildir. Yunan mitolojisinde, Titanlar benzer figürlerdir—devasa güçlere sahip olan ve tanrılara meydan okuyan devler, kaosun ve üst düzey güçlere karşı isyanın simgesidir. Benzer şekilde, Yahudi-Hristiyan geleneklerinde, Lucifer figürü, Asura benzeri niteliklere sahip olan gurur ve isyanı temsil eder ve büyük bir benlik duygusunun sonucunda düşüşü simgeler.

Psikolojik bir bakış açısıyla, Asura arketipi, çağdaş psikolojik kavramlarla da ilişkilendirilebilir, özellikle insanın bilinçdışı tarafını temsil eden gölge benlik kavramıyla. Gölge benlik, bastırılmış arzular, korkular ve tanınmayan özellikleri barındırır, tıpkı Asuraların kontrolsüz hırsları ve yıkıcı eğilimleri gibi. Günümüz uygulamalarında, bu gölgeyi tanımak ve entegre etmek, kişinin kendini tanıma ve dönüşüm yolunda ilerlemesine yardımcı olabilir. Asura’yı fark etmek, ego ve bağlılıkla mücadele etmekle ilgili manevi pratiklerde olduğu gibi, bireylerin kişisel gelişimlerine katkıda bulunabilir.

Böylece, Asura arketipi sadece eski manevi bağlamlarda değil, aynı zamanda çağdaş psikolojik ve kişisel gelişim çerçevelerinde de büyük bir öneme sahiptir.

İçimizdeki Asura: Evrensel Mücadeleler

Asuralar, eski mitlerde genellikle karşıt figürler olarak betimlenmiş olsa da her bireyde var olan nitelikleri temsil eder. Bu olumsuz özellikler—ego, istek, bağlılık ve öfke—yalnızca kişisel hayatlarımızda değil, toplumsal sistemlerde de kendini gösterir. Asura benzeri nitelikler, güç takıntımızda, maddi zenginlik arayışında ve sürekli onay peşinde koşmamızda ortaya çıkar. Bu da Asura arketipini hem kendimizde hem de etrafımızdaki dünyada var olan karanlıkların evrensel bir yansıması haline getirir.

Maa Kali’nin Rolü: Yıkım Yoluyla Dönüşüm

Spiritüel gelenekte, Maa Kali’nin rolü—Shakti’nin bir tezahürü—Asura’nın dönüşümünde merkezi bir öneme sahiptir. Maa Kali, egoyu ve yanılsamayı kesen yıkıcı bir gücü temsil eder, yanlışlıkların üstünü kaldırarak altındaki gerçeği ortaya çıkarır. Onun güçlü doğası, Asura niteliklerinden kurtulabilmek için en karanlık taraflarımızla yüzleşmemiz gerektiğini öğretir. Kali’nin yıkımı, yok etme değil dönüşümüdür: o, ruhsal alanı temizler ve yolu açar.

Maa Kali’nin vahşi bakışı aracılığıyla, Asura niteliklerini—hırs, öfke ve yanılgıyı—kendi içimizde tanımaya davet ediliriz. Bu nitelikleri baskılamak yerine, Maa Kali, bunlarla farkındalıkla yüzleşmemizi teşvik eder, böylece onları entegre edebilir ve nihayetinde onları dönüştürebiliriz. Asura nitelikleri, yok edilmesi gereken değil, anlaşılması ve kişisel ve kolektif iyileşme için güçlü birer araç haline getirilmesi gereken özelliklerdir.

Downloaded from Freepik

Entegrasyon Yolu: Gölgelerle Çalışma ve Öz-Farkındalık

Asuralarla başa çıkmanın bir yolu olan gölge çalışması, Jung psikolojisinde kök salmış bir kavramdır. Gölgelerle çalışma, içsel benliklerimizin bastırılmış kısımlarını kabul etmeyi ve entegre etmeyi içerir; bu kısımlar genellikle Asuraların temsil ettiği niteliklerde kendini gösterir. Bu nitelikleri “kötü” olarak görmek yerine, onları büyüme fırsatları olarak değerlendirebiliriz.

Bu çalışma, sabır, duygusal dayanıklılık, şefkat ve farkındalık gerektirir. Meditasyon ve günlük tutma gibi uygulamalar, davranışlarımızı yönlendiren bilinçdışı güçleri ortaya çıkarabilir. Asura niteliklerini bilincin ışığına getirerek, onları dönüştürmeye başlayabiliriz.

Deva-Asura Dengesi: Uyumu Sağlamak

Devalar ile Asuralar arasındaki mücadele genellikle keskin bir zıtlık olarak sunulsa da gerçekte, her birimizde var olan dengeyi yansıtan bir güçler oyunudur. Devalar, bilgelik, alçakgönüllülük ve şefkat gibi erdemleri temsil ederken, Asuralar, doğamızın daha karanlık, işlenmemiş yönlerini simgeler. Ancak bu güçler doğasında karşıt değildir—insan zihninde birlikte var olurlar. Zorluk, bu dengeyi yönetmektir.

Asuraları tamamen ortadan kaldırmak yerine, hedef, kendimizdeki Deva ve Asura arasındaki uyumu yakalamaktır. Bu, isteklerimizi yönetmeyi, alçakgönüllülüğü geliştirmeyi ve sevgi ve bütünlükten hareket etme kararlılığını gerektirir. Yoga, farkındalık ve öz-çalışma gibi günlük uygulamalarla, Devaların bilgeliklerini entegre edebilirken, Asura niteliklerini tanıyıp dönüştürebiliriz.

Kurtuluş ve Derin Gerçek

Devalar ve Asuralar arasındaki savaşın kalbinde, kurtuluş arayışı yatar. Asura niteliklerinin ötesine geçmek, bizi maddi dünyaya bağlayan bağlılıkları, istekleri ve egoyu aşmak anlamına gelir. Bu kurtuluş sadece bireysel bir yolculuk değil, aynı zamanda kolektif bir yolculuktur; çünkü insanlık, hırs, sömürü ve adaletsizliği sürdüren toplumsal yapılarla boğuşmaktadır.

Asura eğilimlerimizle yüzleşip bunları dönüştürerek, kendimizle ilgili daha yüksek bir bilinç durumuyla uyumlu hale geliriz—kim olduğumuzun gerçeğiyle bağlantı kurarız. Bu süreç, sadece kişisel bir gelişim değil, aynı zamanda toplumsal bir iyileşme sürecidir.

Dönüşüm İçin Pratik Adımlar

  • Yoga ve Meditasyon: Asuralara bağlı olumsuz nitelikleri ele almak için özel uygulamalar ekleyin. Kalbi açan ve stresi azaltan pozlar (örneğin, Deve Pozu, Savaşçı II) bağlılık ve öfkeyi serbest bırakmaya yardımcı olabilirken, Nadi Shodhana gibi pranayama teknikleri zihin dengesini sağlar ve egoyu sakinleştirir.
  • Farkındalık ve Öz-Farkındalık: Kendinizi gözlemlemeye ve kişiliğinizin gölgede kalan kısımlarını entegre etmeye odaklanacak günlük farkındalık uygulamaları yapın. Düzenli olarak yazı yazma veya meditasyon, Asura eğilimleriyle uyumlu olan bilinçdışı parçalarınızı ortaya çıkarabilir ve gelişmenize alan açabilir.
  • Maa Kali’nin Enerjisini Kucaklayın: Kali’nin dönüştürücü enerjisiyle mantra okumaları veya görselleştirmeler aracılığıyla bağ kurun. Onun güçlü enerjisinin egoyu ve yanılsamaları yıkmanıza yardımcı olmasına izin verin, böylece daha derin bir spiritüel uyanış için yolunuz açılır.
  • Alçakgönüllülük Geliştirme: Deva ve Asura arasındaki dengeyi kurma uygulaması olarak, alçakgönüllülük ve şefkati geliştirmeye odaklanın. Bu nitelikler, Asuraların kibir ve hırsını dengelemeye yardımcı olur ve Devaların erdemlerinin hayatınızda parlamasına izin verir.

Asura arketipi, bizi daha yüksek doğamızdan uzaklaştırmaya çalışan kuvvetlerin güçlü bir hatırlatıcısıdır. Ancak, Devalar ile Asuralar arasındaki mücadele, sadece mutlak iyi ile kötü arasındaki bir çatışma değil, aynı zamanda ruhsal yolculuğumuzu şekillendiren dinamik bir güç oyunudur. Bu yönlerimizi anlamak ve entegre etmek, dönüşüm yolculuğuna başlamamıza yardımcı olur; öz-farkındalık, farkındalık ve spiritüel pratikler yoluyla, içimizdeki Asura’yı aşabilir ve özgürleşebiliriz.

Bilinç Haritası: Zihnini Keşfet

Hiç zihninizin sizi sürekli bir düşünceden diğerine sürüklediği oldu mu? Bu dalgalanmalar arasında dingin bir liman bulmak mümkün mü? İçsel keşif ve ruhsal gelişim yolunda, genellikle zihnimizin derinlikleriyle karşılaşırız. Bu zihinsel alan bize her birimizin deneyimlediği farklı bilinç halleriyle şekillenen karmaşık bir manzara sunar. 

Mandukya Upanishad ve Kundalini enerji sistemi üzerinden bu manzarayı keşfederek, içsel işleyişimizi derinlemesine anlama fırsatı bulabiliriz. Bu yazıda, bilinç seviyelerinin nasıl şekillendiğini, bunların çakralarla ilişkisini ve yoga yoluyla nasıl arınabileceğimizi inceliyoruz.

Downloaded from Freepik

Mandukya Upanishad: Bilincin Haritası

Mandukya Upanishad, bilinç doğası hakkında derin bir felsefi kaynak sunar. Bu metne göre, her insanın deneyimlediği dört bilinç hali vardır:

Jagrat (Uyanık Durum)

“Uyanık durumda kişi, duyuları aracılığıyla dış dünyayı deneyimler, zihin ve ego tarafından yönetilir.” (1.2)

Bu durumda dış dünyayla etkileşime gireriz. Duyularımız aktiftir ve dünyayı bireysel egomuz aracılığıyla deneyimleriz. Çevremizdeki dünya somut ve bizden bağımsız gibi görünür.

Swapna (Rüya Durumu)

“Rüya durumunda, benlik, dış uyarıcılardan bağımsız olarak, zihin tarafından aldatılarak rüyalar görür.” (1.3)

Zihin, dış dünyadan bağımsız olarak kendi gerçeğini yaratır. Bilinçaltımız, uyanık durumda gelen verileri rüyalar şeklinde işler ve çoğu zaman sembolik ya da metaforik yollarla sunar.

Sushupti (Derin Uyku Durumu)

“Derin uyku durumunda istek yoktur, bedenin farkındalığı yoktur ama bir mutluluk ve birlik hissi vardır.” (1.4)

Bu, derin dinlenme halidir. Ne rüya görülür ne de dış dünya fark edilir. Saf potansiyel durumdur. Ego geçici olarak dağılır ama bilincin varlığı devam eder.

Turiya (Transandantal Durum)

“Turiya, tüm ikiliklerin ötesindedir ve tüm varlık hallerini kapsayan saf farkındalıktır.” (1.7)

Bilincin en yüksek hali olan Turiya, saf farkındalıktır (Atman). Burada bireysel ruh (Jivatman), evrensel ruh (Paramatman) ile birleşir. Bu durum tüm ayrımları aşar ve nihai gerçek olarak deneyimlenir.

Downloaded from Freepik

Zihinsel Huzura Ulaşmak: Zihnin Beş Hali

Beş zihin durumu—Mudha, Kshipta, Vikshipta, Ekagra ve Nirodha—Patanjali’nin Yoga Sutraları’nda yer alan ve zihnin (chitta) doğasını açıklayan kavramlardır. Tıpkı sakin kısımlar ve kaotik akıntılarla dolu bir nehir gibi, zihnimiz de farklı akış ve durgunluk hallerine sahiptir. Bu durumlar, zihnin en dağınık ve huzursuz halinden en odaklanmış ve transandantal haline kadar olan aşamaları tanımlar.

Mudha (Donuk Zihin)


Mudha, zihnin durağan, karanlık ve bilinçsiz bir halde olduğu bir zihin durumudur. Bu durumda kişi, hareket etmekte isteksizdir ve çevresindeki olaylara karşı ilgisizdir. Genellikle yoğun tamas (durağanlık, ataletten kaynaklanan enerji) hakimdir. Bu durum, depresyon, karamsarlık veya mental yorgunluk gibi hislerle kendini gösterebilir.

Kundalini: Mudha, genellikle Muladhara Çakra (Kök Çakra) ile ilişkilendirilir. Bu çakra, hayatta kalma, güvenlik ve temel ihtiyaçlarla bağlantılıdır. Bloke olduğunda, kişi kendini güvensiz, motivasyonsuz veya fiziksel olarak halsiz hissedebilir.

Nasıl Anlaşılır:

  • Sürekli yatakta kalma isteği.
  • Günlük işleri yaparken zorlanma.
  • İlham eksikliği ve karar almakta isteksizlik.

Nasıl Aşılır:

  • Fiziksel Hareket (Asana): Basit yoga pozları, özellikle güneşi selamlama (Surya Namaskar), enerji akışını artırır.
  • Pranayama: Nefes çalışmaları (Kapalabhati veya Bhastrika) zihni temizler ve enerjiyi artırır.
  • Dışsal Motivasyon: İlham verici çevreler, doğal ışık ve pozitif insanlarla vakit geçirmek, taması azaltır.
  • Günlük Rutin: Küçük ve yönetilebilir görevler belirlemek, hareketsizliği kırmada yardımcı olabilir.
Downloaded from Freepik

Kshipta (Huzursuz Zihin)


Kshipta, zihin dalgalarının (vritti) rajas tarafından yönetildiği, sürekli hareketli ve kaotik olduğu, odaklanmanın mümkün olmadığı bir zihin durumudur. “Maymun zihin” olarak adlandırılan bu durum, zihnin sürekli bir düşünceden diğerine sıçradığı, dikkatini uzun süre bir yerde tutamadığı bir haldir.

Kundalini: Bu durum, genellikle Manipura Çakra (Solar Pleksus) ile ilişkilendirilir. Bu çakranın dengesizliği, kişinin aşırı hırslı ama odaklanmamış ya da sinirli bir ruh hali içinde olmasına yol açabilir.

Nasıl Anlaşılır:

  • Sürekli düşünce akışı.
  • Başladığı işleri tamamlayamama.
  • Çabuk sinirlenme ve kolayca dikkatin dağılması.

Nasıl Aşılır:

  • Meditasyon: Basit nefes farkındalığı meditasyonu ile düşünceleri gözlemlemek.
  • Mantra Tekrarı (Japa): “Om” veya başka bir sakinleştirici mantra zihni düzenlemeye yardımcı olur.
  • Hareket ve Dinlenme Dengesi: Hızlı tempolu yoga (vinyasa) ardından şavasana gibi derin gevşeme teknikleri uygulanabilir.

Bu ilk iki durumda, kişi dışarıdan desteğe ihtiyaç duyar.

Vikshipta (Dikkati Dağılmış Zihin)


Vikshipta, zihnin konsantrasyon ile dikkat dağınıklığı arasında gidip geldiği bir ara durumdur. Zihin zaman zaman odaklanabilir, ancak bu odak genellikle kısa ömürlüdür. Sattva (berraklık) enerjisi bu durumda ortaya çıkmaya başlar. Bu, en yaygın zihin durumudur ve yoga yolculuğunun başladığı noktadır.

Kundalini: Bu durum, genellikle Anahata Çakra (Kalp Çakrası) ile ilişkilidir. Sevgi, şefkat ve uyum duygularıyla bağlantılı olan bu çakra, dengelenmeye başladığında zihin daha huzurlu ve dengeli hale gelir.

Nasıl Anlaşılır:

  • Meditasyonda kısa süreli odaklanma, ardından gelen dikkat dağılması.
  • İçsel huzur arayışı, ancak kararsızlık.

Nasıl Aşılır:

  • Düzenli Meditasyon: Her gün sabit bir zaman diliminde meditasyon yapmak alışkanlık oluşturur.
  • Disiplinli Pratik: Zihni odaklanmaya alıştırmak için yoga asanaları ve nefes çalışmaları.
  • Pozitif Çevre: Doğayla temas ve huzur veren mekanlar bu durumun iyileşmesine yardımcı olur.
Downloaded from Freepik

Ekagra (Tek Noktaya Odaklanmış Zihin)


Ekagra, zihnin tamamen bir hedefe, düşünceye veya nesneye odaklandığı bir durumdur. Bu durumda zihin dalgalanmaları durur, kişi “akış” halini yaşar.

Kundalini: Bu durum, genellikle Ajna Çakra (Üçüncü Göz) ile ilişkilidir. Yüksek farkındalık ve sezgi, bu çakranın dengesinde gelişir.

Nasıl Anlaşılır:

  • Derin meditasyon sırasında zamanın farkında olmama.
  • Tek bir düşünceye veya göreve uzun süreli odaklanabilme.

Nasıl Güçlendirilir:

  • Dharana: Konsantrasyon çalışmaları (örneğin, bir mum ışığına odaklanmak).
  • Farkındalık: Günlük görevlerde bile bilinçli olmayı uygulamak.
  • Sessizlik: Gürültüsüz bir çevrede pratik yapmak bu durumu destekler.

Nirodha (Kontrol Altına Alınmış Zihin)


Nirodha, zihinsel dalgalanmaların tamamen durduğu, kişinin saf bilinç ve farkındalık hali yaşadığı bir durumdur. Bu, samadhi (özgürleşme) durumudur.

Kundalini: Bu durum, genellikle Sahasrara Çakra (Taç Çakra) ile ilişkilidir. İlahi bilinçle birleşme ve evrensel huzur bu durumda deneyimlenir.

Nasıl Anlaşılır:

  • Egonun kaybolduğu his.
  • Sonsuz huzur ve mutluluk hali.

Nasıl Geliştirilir:

  • İleri Meditasyon Teknikleri: Vipassana gibi derin farkındalık pratikleri.
  • Teslimiyet (Ishvarapranidhana): Evrenle birleşmeye yönelik teslimiyet hali.
  • Zihin Arınması: Uzun süreli düzenli yoga ve meditasyon uygulamalarıyla zihni arındırmak.

Mudha’dan Nirodha’ya uzanan bu yolculuk, tamasın (durağanlık) ve rajasın (huzursuzluk) azaltılması, sattvanın (berraklık ve denge) artırılmasıyla ilgilidir. Kendi bilinç ve zihin durumunuzu keşfetmeye bugün başlayın. Gözlerinizi kapatın, derin bir nefes alın ve içinize dönün. Bu yolculukta yalnız değilsiniz.

YOGA NEDİR?

Yoga, Hindistan’da ortaya çıkan, fiziksel, zihinsel ve ruhsal pratiklerden oluşan antik bir disiplindir. Beden ve zihin arasında uyum sağlamak için asana, pranayama, meditasyon ve etik öğretilerden faydalanır.

Yoga nedir denildiğinde genelde “birlik” ve “kontrol” cevaplarını alırız. Yoga, özünde içsel huzur ve kendini gerçekleştirme hedeflerine yönelik köklü bir felsefedir. Konunun daha derinlerine inmek istersek, eski öğretilere, özellikle de Patanjali’nin Yoga Sutralarına bakabiliriz.

Downloaded from Freepik

Kısaca Yoga Sutralar

Yoga Sutraları, M.Ö. 200 yılında (tarihi tartışmalı) bilge Patanjali tarafından yazılmıştır. Yoga pratikleri ve felsefesi çerçevesinde zihinsel berraklık, ruhsal sezgi ve iç huzura ulaşma yolunda bilgi ve talimatlar sunar. Bir nevi kullanım kılavuzu olarak düşünebiliriz.
195 (196) adet sutra vardır ve bunlar dört bölüme ayrılır.

Samadhi Pada

Bu bölüm, yoga nedir, zihnin doğası ve Yoga’nın nihai amacı olan Samadhi üzerinedir. Burada şöyle bir parantez açmak istiyorum, Yoga yaparken kişisel olarak hedefimiz Samadhi olmayabilir; yine de sutralardan öğrenip hayatımıza katabileceğimiz ve böylece yaşam kalitemizi arttıracak çok değerli bilgiler vardır.

Sadhana Pada

Sadhana Pada, pratiklere odaklanır. Nihai amaca ulaşmak için kullanılan yöntemleri ele alır. Yoga’nın sekiz basamağı, yani Ashtanga Yogadan burada bahsedilir.

Vibhuti Pada

İleri seviye meditasyonla zihnin başarabileceklerinden söz eder.

Kaivalya Pada

Son bölüm olan Kaivalya Pada, zihin karmaşasından özgürleşme ve bağımsızlığa ulaşma üzerine odaklanır.

Yogaya Giriş:

Athayogānuśāsanam

Atha: Şimdi. Brahman’ın Dünya’yı yaratırken bu sözü söylediğine inanılır. Yoga Sutraları’nın ilk kelimesi olan Atha, bu yüzden kutsama amaçlı kullanılmıştır. Aynı zamanda, öğretilere geçmeden önce belli şartların öğrencide sağlanmış olduğu ve bu yolculuğa artık hazır olduğu belirtilir.

Anusasanam: Talimatlar, kurallar, komutlar, öğretiler, disiplin. Yoga kararlılık gerektirir. Bu kararlılığı getirecek olan ve öğrencide aranan koşul ise öz disiplindir.

Yoga Nedir?

YogśchittavṛittiNirodḥa

Chitta: Zihin.

Vritti: Dalga, kalıp, dairesel hareket, girdap, modifikasyon.

Nirodha: Durgunluk, durdurma, kontrol altına alma.

Yoga’nın Sonucu:

Tadā Draṣṭuḥ svarūpe’vasthānam

Tada: O zaman.

Drashtu: Gözlemci, bilinç, ruh, öz.

Swarupa: Gerçek doğa, esas nitelik.

Avasthana: Sabitlenme, yerleşme.

Aksi Takdirde Ne Olur?

Vṛtti sārūpyamitaratra

Sarupyam: Özdeşleşme.

Itaratra: Diğer durumda, ya da.

Sonuç

Yoga hem fiziksel hem de zihinsel anlamda derin bir dönüşüm sürecidir. Patanjali’nin Yoga Sutraları bu sürecin felsefi temelini atarak, yoganın fiziksel egzersiz değil, bir yaşam disiplini olduğunu vurgular. Bu öğretiler, bireyin içsel huzuru bulmasına, zihinsel berraklık kazanmasına ve ruhsal olarak özgürleşmesine yardımcı olabilir. Yoga, kişisel bir yolculuktur ve her birey için farklı bir anlam taşır. Önemli olan, yoga pratiğini bilinçli bir şekilde uygulayarak, daha huzurlu ve dengeli bir yaşam tarzına adım atmaktır.

YOGA BİR EGZERSİZ DEĞİLDİR

   Eğer merak edip kısaca araştırdıysanız, ‘Yoga nedir?’ sorusuna verilebilecek sayısız cevap olduğunu fark etmişsinizdir. Ben biraz da ne olmadığı hakkında konuşulması gerektiğini düşünüyorum ve ilk ele almak istediğim konu, Yoga’nın bir egzersiz olmaması. 

Peki egzersiz nedir?

Egzersizi kabaca açıklamamız gerekirse dayanıklılığı ve kuvveti geliştirmek, yağ oranını düşürmek gibi birtakım hedefler doğrultusunda yapılan düzenli fiziksel aktivitelerdir. Bu çalışmalar sırasında genel olarak kalp atışları normalden daha yüksek seviyelere çıkar, metabolizma ve nefes hızlanır, oksijen tüketimi artar. 

Egzersiz esnasında vücut üzerinde faydalı bir stres oluşturmak için sempatik sinir sistemi aktive edilir yani ‘kaç ya da savaş’ hali diyebiliriz. Yoga pratiğinde ise hedeflenen para-sempatik sinir sistemidir yani ‘dinlen ve sindir’ hali. Bir Yoga pozunda yani asanada ustalaşmak demek, orada eforsuz bir şekilde kalabiliyor olmak demektir. 

Downloaded from Freepik https://www.freepik.com
Downloaded from Freepik
Yoga pratiği ile aslında ne olur?

Asana pratikleriyle vücudu kullanabilme yeteneği gelişir. Farkındalığı ve konsantrasyonu arttırıp, vücudu rahatlatarak aslında mevcutta bulunan gücümüzü kullanmayı öğreniriz. Bağ dokusunun esnemesiyle kas yoğunluğunu arttırmadan oradan gelen enerjiyle kasın potansiyelini daha iyi değerlendirmeye başlarız. 

Asana pratiği ve egzersiz birbirinin yerine geçemez ama karşılıklı olarak birbirini destekler. Bu arada asana kelimesi yaygın bir şekilde poz/duruş olarak kullanılır fakat birebir çevirirsek koltuk/oturmak gibi anlamlara gelir.

Peki Yoga pozlardan mı ibarettir?

   Yoga ve egzersizin karıştırılmasının sebeplerinden biri olan asanalar aslında meditasyona hazırlıktır. Patanjali’ye göre asanalar yalnızca bedeni meditasyon sırasında zihni rahatsız etmemesi için eğitmekle ilgilidir. En bilinen eseri Yoga Sutralar’da 195(196) sutranın yalnızca üç tanesinde bahsi geçer ve kastedilen aslında Sukhasana gibi meditasyon pozlarıdır. Bu bize asanaların önemsiz olduğunu değil, Yoga’nın çok daha fazlası olduğunu gösterir.

Sthirasukhamāsanam

Sthira: Sağlam, sabit, hareketsiz, sarsılmaz, güçlü.

Sukha: Rahat, konfor, refah.

Asana: Oturmak, oturacak yer, koltuk.

  1. Raja Yoga: Kişinin rahat ve kendiyle uyum içinde hissettiği fiziksel duruş.
  2. Hatha Yoga: Enerjiyi(prana) yönlendirmek, çakraları dengelemek ve enerji tıkanıklıklarını ortadan kaldırmak için belirli duruş.