Rüyalar, yüzyıllardır insanları büyülemiş, sıklıkla bilinçaltına açılan gizemli kapılar olarak görülmüştür. Modern psikoloji, rüyaları analiz etmek için değerli çerçeveler sunarken, yogik felsefe de içerdikleri anlamlara dair derin bir bakış açısı sunar. Bu bakış açısına göre, rüyalar zihnin aynalarıdır; ince izleri (samskaralar), karmik desenleri ve gunaların (doğanın nitelikleri: sattva, rajas ve tamas) etkileşimini ortaya koyar. Bu blogda, rüyaların işlevini inceleyecek, ruhsal anlamlarını ele alacak ve bazı yaygın rüya temalarının yorumlarını yapacağız.
Yogik Felsefede Rüyalar
Yogik düşüncede, zihin (chitta) geçmiş deneyimlerden, eylemlerden ve düşüncelerden izler saklar. Bu izler, samskaralar olarak bilinir ve rüyalarımızı şekillendirir. Rüyalar, bilincin dört halinden biri olan svapna durumunda deneyimlenir (uyanıklık, rüya görme, derin uyku ve turiya). Bunlar, bilinçaltını yansıtarak, çözülmemiş duyguları, karmik izleri ve ruhsal dersleri işlemek için benzersiz bir alan sunar.
Yoga’da Rüyaların Rolü
Karmik Çözümleme: Rüyalar, bastırılmış duyguları ve anıları gün yüzüne çıkararak çözülmemiş karmayı çözmeye yardımcı olabilir. Örneğin, tekrarlayan temalar, dikkat edilmesi veya iyileştirilmesi gereken yapılara işaret edebilir.
Samskara Farkındalığı: Rüyalarımızı gözlemleyerek, düşüncelerimizi ve eylemlerimizi etkileyen derin izleri tanıyabiliriz. Farkındalık, bu izlerden kurtulmanın ilk adımıdır.
Gunaların Dengelemesi
Rüyalar genellikle zihindeki baskın gunayı yansıtır.
Tamas: Kabuslar veya korku, karışıklık ve hareketsizlik temalı rüyalar.
Rajas: Aktif, kaotik veya duygusal olarak yüklü rüyalar.
Sattva: Huzurlu, uyumlu veya derinlemesine anlam içeren rüyalar. Hangi gunanın etkin olduğunu anlamak, dengeyi yeniden sağlamak için rehberlik edebilir.
Kendini Gerçekleştirme Yolu
Bazı rüyalar, yüksek bilinç durumlarına dair ipuçları sunar ve sezgisel zihinden gelen ruhsal rehberlik veya farkındalıklar gibi işlev görür.
Yaygın Rüya Temaları ve Yogik Yorumları
Takip Edilmek
Anlamı: Çözülmemiş korkuların, kaygıların veya bastırılmış duyguların bir yansıması.
Yogik Bakış: Kaçtığınız şeyle yüzleşmeniz için bir davet olarak kabul edin. Meditasyon ve günlük tutma gibi uygulamalar, kökeni keşfetmenize yardımcı olabilir.
Düşmek
Anlamı: Hayatta kontrolü veya istikrarı kaybetme hissi.
Yogik Bakış: Bu rüya, aşırı rajas veya tamasın bir belirtisi olabilir. Dengeyi yeniden sağlamak için asana uygulamaları (örneğin, Tadasana veya Ağaç Pozu) yardımcı olabilir.
Uçmak
Anlamı: Özgürlük veya aşama arzusunun bir yansıması.
Yogik Bakış: Bu rüya, yüksek benlik ile bağlantı kurma isteğini gösterebilir. Pranayama ve meditasyon uygulamaları, bu arzuya yardımcı olabilir.
Dişlerin Dökülmesi
Anlamı: Görünüş, iletişim veya yaşlanma konusunda kaygı.
Yogik Bakış: Bu rüya, öz kabul ve dengeleme ihtiyacını gösterebilir. Olumlamalar veya “So Hum” gibi mantralar söylemek, netlik getirebilir.
Bir Rehber veya Guru ile Tanışmak
Anlamı: İçsel bilgelik veya ruhsal öğretmenle bağlantı.
Yogik Bakış: Bu rüyalar, sattvik enerjiyi yansıtır. Bu bağlantıyı güçlendirmek için meditasyon veya mantra pratiğinizi derinleştirin.
Kaybolmuş veya Sıkışmış Olmak
Anlamı: Yönsüz veya bunalmış hissetmek.
Yogik Bakış: Bu rüya, netlik ihtiyacını gösterir. Svadhyaya (öz-çalışma) ve günlük tutma, yolunuzu yeniden hizalamaya yardımcı olabilir.
Rüyalarla Çalışmak İçin Pratik İpuçları
Rüya Günlüğü: Yatağınızın yanında bir günlük bulundurun ve uyanır uyanmaz rüyalarınızı yazın. Bu uygulama, farkındalığı artırır ve tekrarlayan temaları çözmenize yardımcı olabilir.
Rüyalar Üzerine Meditasyon: Canlı rüyalar üzerinde meditasyon yapın. Duyguları ve sembollerini gözlemleyin, içgörülerin doğal olarak ortaya çıkmasına izin verin.
Mantra Japa: Om Namah Shivaya veya Gayatri Mantra gibi mantraları yatmadan önce söylemek, zihni arındırabilir ve sizi huzurlu rüyalara yönlendirebilir.
Gunaların Dengelemesi
Tamasik rüyalar için: Sabah güneşiyle, dinamik asanalarla ve enerjik gıdalarla ışık ve enerjinizi artırın.
Rajasik rüyalar için: Chandra Bhedi gibi serinletici pranayama pratikleri ile zihni sakinleştirin ve restoratif yoga yapın.
Sattvik rüyalar için: Mantra söyleme veya sessiz meditasyon gibi, netlik ve uyumu besleyen uygulamaları sürdürün.
Rüyalar, zihnin geçici imgelerinden daha fazlasıdır; bunlar, öz keşif ve ruhsal büyüme için derin fırsatlardır. Rüyaları yogik bir bakış açısıyla ele alarak, daha derin anlamlarını keşfedebilir, karmik desenlerle çalışabilir ve zihni dengeleyebiliriz. İçsel yolculuğunuzda, rüyalarınızın sizi daha büyük öz farkındalık ve uyum yoluna rehberlik etmesine izin verin. Ve unutmayın, yoganın bilgeliği sadece uyanık pratiklerde değil, tüm bilinç hallerini – uyanıklık, rüya görme ve ötesini – nasıl entegre ettiğimizdedir.
Adet döngüsü, kadınların bedensel ve ruhsal durumlarını yönlendiren, doğanın döngülerine paralel içsel bir ritimdir. Bu döngüler, bir ay boyunca bedenimizin enerjisini, ruh halimizi ve sağlığımızı şekillendirir. Kadınlar için bu doğal süreç, sadece fiziksel bir deneyim değil, aynı zamanda ruhsal bir dönüşüm, yaratıcılığın ve içsel gücün kaynağıdır.
Bu yazıda, adet döngüsünün her aşamasında bedenimizi ve ruhumuzu nasıl besleyebileceğimizi, yoga pratiğimizle nasıl uyumlanacağımızı ve içsel dişil enerjimizi nasıl besleyeceğimizi keşfedeceğiz. Adet döngüsünün ritmine uyumlanmak, içsel dünyamıza daha derin bir bağ kurmamıza olanak tanır. Her aşamada bedenimize ve ihtiyaçlarımıza kulak vererek, hem fiziksel hem de ruhsal dengeyi sağlayabiliriz.
Adet Dönemi (1-5. Gün): İçsel Sessizlik
Adet döneminde, rahim duvarı östrojen ve progesteron düşüşüne “vakit geldi” diyerek dökülmeye başlar. Bu süreçte enerji seviyelerimiz yerlerde sürünebilir, kramplar sinirlerimizi bozabilir ve yorgunluk bizi battaniyelere sarılmaya davet edebilir. Bu dönemde bedenimizdeki yangın (pitta) enerjisi yatışırken, vata enerjisi artar, bu da içsel sakinlik ve dinginlik isteği yaratır.
Adet dönemi, kendimize nazik davranmamız gereken bir zamandır. Bu dönemde dinlenmek, iyileşmek ve bedensel hassasiyetimize uygun bir yoga pratiği yapmak oldukça önemlidir. Yoga pratiğinde, vücudu fazla zorlamadan rahatlatıcı pozlar tercih edilmelidir.
Balasana: Zihni sakinleştirir ve karın bölgesine nazikçe baskı yaparak rahatlama sağlar.
Viparita Karani: Kan dolaşımını artırır ve bacaklardaki şişkinliği hafifletir. Aynı zamanda sinir sistemini sakinleştirir.
Ne Yiyelim?
Bu dönemde, vücut kan kaybettiği için demir ve çinko gibi besinlerle desteklenmesi önemlidir. Demir açısından zengin yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, kara lahana), mercimek, nohut ve kabak çekirdeği gibi gıdalar idealdir. Ayrıca, magnezyum içeren besinler (avokado, muz, badem) krampları hafifletir ve rahatlama sağlar.
Sıcak çorbalar, zencefil çayı ve sıcak bitki çayları sindirimi destekler ve bedeni rahatlatır. Şeker, kafein ve fazla tuzdan kaçınmak, bu dönemin geçiş sürecini daha huzurlu kılar.
Foliküler Dönem (6-14. Gün): Yeniden Doğuş
Foliküler dönem, östrojenin yükselmeye başladığı ve vücudun yumurtlamaya hazırlandığı dönemi kapsar. Bu dönemde enerji seviyeleri artar, bedenimiz güçlenir ve içsel enerjimiz yeniden doğar. Yoga pratiğinde, bu dönemdeki artan enerjiyi dengelemek için daha aktif pozlar tercih edilebilir.
Bu dönemde zihinsel netlik ve yaratıcılık da artar, kendimizi yenilenmiş hissedebiliriz. Bedeni güçlendiren, dengeyi artıran ve enerjimizi yükselten yoga pozları, bu dönemin ruhunu en iyi şekilde yansıtır.
Foliküler Dönem İçin Yoga Asanaları
Virabhadrasana II: Bu poz, bacakları güçlendirir, dengeyi artırır ve enerji akışını uyarır.
Utthita Trikonasana: Kalça ve göğüs bölgesini açar, dengeyi geliştirir ve enerjiyi yükseltir.
Utkatasana: Bacakları güçlendirir ve vücuda güç kazandırır.
Ne Yiyelim?
Bu dönemde, vücut daha fazla enerjiye ihtiyaç duyar, bu nedenle protein ve kompleks karbonhidratlar önemlidir. Mercimek, nohut gibi yağsız proteinler ile kinoa, kahverengi pirinç ve yulaf gibi karbonhidratlar tercih edilebilir. Ayrıca, sağlıklı yağlar (ceviz, keten tohumu, avokado) ve antioksidanlar (yaban mersini, ahududu, nar) da hormon sağlığını destekler.
Ovülasyon Dönemi (15-17. Gün): Yaratıcılığın Zirvesi
Ovülasyon, kadının en yaratıcı, enerjik ve canlı olduğu dönemdir. Östrojenin zirveye ulaşmasıyla birlikte, bedende güç ve canlılık artar. Bu dönemde zihinsel ve fiziksel olarak kendinizi güçlü, çekici ve özgüvenli hissedebilirsiniz.
Yoga pratiğinde, bu dönemin enerjisini serbest bırakmak için daha güçlü, dinamik pozlar tercih edilebilir. Ayrıca, yaratıcılığı artırıcı meditasyon ve nefes çalışmaları da faydalıdır.
Ovülasyon Dönemi İçin Yoga Asanaları
Chaturanga Dandasana: Üst vücut gücünü artırır ve enerjiyi serbest bırakır.
Dhanurasana: Yaratıcı enerjiyi uyarır ve kalp çakrasını dengeler.
Bakasana: Dengeyi ve odaklanmayı artırır.
Ne Yiyelim?
Bu dönemde enerji seviyesi yüksek olduğundan, beslenmede vücudu besleyici, protein ve karbonhidrat açısından zengin gıdalar tercih edilmelidir. Ayrıca, anti-inflamatuar besinler (zencefil, zerdeçal) hormon dengelemesini destekler. Su tüketimi de bu dönemde oldukça önemlidir, çünkü vücut fazladan sıvı ihtiyacı duyabilir.
Luteal Dönem (18-28. Gün): İçsel Dönüşüm
Luteal dönemde progesteron seviyesi yükselmeye başlar ve bedende sakinleşme, rahatlama isteği doğar. Bu dönemde daha fazla içe dönük bir enerji vardır; beden, yavaşlama ve dinlenme ihtiyacı hisseder.
Yoga pratiğinde, bu dönemde daha yavaş ve rahatlatıcı pozlar tercih edilmelidir. Zihni sakinleştiren, bedeni rahatlatan ve dengeli bir şekilde enerji akışını sağlayan pozlar, bu dönemin ihtiyaçlarına en uygun olanlardır.
Luteal Dönem İçin Yoga Asanaları
Supta Padangusthasana: Bacakları esnetir, zihni rahatlatır ve vücutta dengeyi sağlar.
Savasana: Tam bir gevşeme sağlar, bedeni dinlendirir ve zihni sakinleştirir.
Ananda Balasana: Derin gevşeme sağlar, alt sırt bölgesindeki gerilimi hafifletir ve kalçaları nazikçe açar.
Ne Yiyelim?
Luteal dönemde, vücut daha fazla serotonin üretmeye ihtiyaç duyar. Bu nedenle, karbonhidratlar ve magnezyum içeren besinler (çikolata, muz, kabak çekirdeği) rahatlama sağlar. Ayrıca, sindirimi kolay, ılık ve besleyici yemekler bu dönemde idealdir.
Kadın bedeni, doğanın döngüsüne paralel olarak çeşitli enerjileri barındırır. Adet döngüsü boyunca bu enerjileri anlamak, yoga ve beslenme ile dengelemek, hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı iyileştirir. İçsel dişil enerjimizi besleyerek, doğanın ritmine daha yakın olabilir, yaşamın her anında daha bilinçli ve dengeli bir şekilde var olabiliriz.
Hiç zihninizin sizi sürekli bir düşünceden diğerine sürüklediği oldu mu? Bu dalgalanmalar arasında dingin bir liman bulmak mümkün mü? İçsel keşif ve ruhsal gelişim yolunda, genellikle zihnimizin derinlikleriyle karşılaşırız. Bu zihinsel alan bize her birimizin deneyimlediği farklı bilinç halleriyle şekillenen karmaşık bir manzara sunar.
Mandukya Upanishad ve Kundalini enerji sistemi üzerinden bu manzarayı keşfederek, içsel işleyişimizi derinlemesine anlama fırsatı bulabiliriz. Bu yazıda, bilinç seviyelerinin nasıl şekillendiğini, bunların çakralarla ilişkisini ve yoga yoluyla nasıl arınabileceğimizi inceliyoruz.
Mandukya Upanishad: Bilincin Haritası
Mandukya Upanishad, bilinç doğası hakkında derin bir felsefi kaynak sunar. Bu metne göre, her insanın deneyimlediği dört bilinç hali vardır:
Jagrat (Uyanık Durum)
“Uyanık durumda kişi, duyuları aracılığıyla dış dünyayı deneyimler, zihin ve ego tarafından yönetilir.” (1.2)
Bu durumda dış dünyayla etkileşime gireriz. Duyularımız aktiftir ve dünyayı bireysel egomuz aracılığıyla deneyimleriz. Çevremizdeki dünya somut ve bizden bağımsız gibi görünür.
Swapna (Rüya Durumu)
“Rüya durumunda, benlik, dış uyarıcılardan bağımsız olarak, zihin tarafından aldatılarak rüyalar görür.” (1.3)
Zihin, dış dünyadan bağımsız olarak kendi gerçeğini yaratır. Bilinçaltımız, uyanık durumda gelen verileri rüyalar şeklinde işler ve çoğu zaman sembolik ya da metaforik yollarla sunar.
Sushupti (Derin Uyku Durumu)
“Derin uyku durumunda istek yoktur, bedenin farkındalığı yoktur ama bir mutluluk ve birlik hissi vardır.” (1.4)
Bu, derin dinlenme halidir. Ne rüya görülür ne de dış dünya fark edilir. Saf potansiyel durumdur. Ego geçici olarak dağılır ama bilincin varlığı devam eder.
Turiya (Transandantal Durum)
“Turiya, tüm ikiliklerin ötesindedir ve tüm varlık hallerini kapsayan saf farkındalıktır.” (1.7)
Bilincin en yüksek hali olan Turiya, saf farkındalıktır (Atman). Burada bireysel ruh (Jivatman), evrensel ruh (Paramatman) ile birleşir. Bu durum tüm ayrımları aşar ve nihai gerçek olarak deneyimlenir.
Zihinsel Huzura Ulaşmak: Zihnin Beş Hali
Beş zihin durumu—Mudha, Kshipta, Vikshipta, Ekagra ve Nirodha—Patanjali’nin Yoga Sutraları’nda yer alan ve zihnin (chitta) doğasını açıklayan kavramlardır. Tıpkı sakin kısımlar ve kaotik akıntılarla dolu bir nehir gibi, zihnimiz de farklı akış ve durgunluk hallerine sahiptir. Bu durumlar, zihnin en dağınık ve huzursuz halinden en odaklanmış ve transandantal haline kadar olan aşamaları tanımlar.
Mudha (Donuk Zihin)
Mudha, zihnin durağan, karanlık ve bilinçsiz bir halde olduğu bir zihin durumudur. Bu durumda kişi, hareket etmekte isteksizdir ve çevresindeki olaylara karşı ilgisizdir. Genellikle yoğun tamas (durağanlık, ataletten kaynaklanan enerji) hakimdir. Bu durum, depresyon, karamsarlık veya mental yorgunluk gibi hislerle kendini gösterebilir.
Kundalini: Mudha, genellikle Muladhara Çakra (Kök Çakra) ile ilişkilendirilir. Bu çakra, hayatta kalma, güvenlik ve temel ihtiyaçlarla bağlantılıdır. Bloke olduğunda, kişi kendini güvensiz, motivasyonsuz veya fiziksel olarak halsiz hissedebilir.
Nasıl Anlaşılır:
Sürekli yatakta kalma isteği.
Günlük işleri yaparken zorlanma.
İlham eksikliği ve karar almakta isteksizlik.
Nasıl Aşılır:
Fiziksel Hareket (Asana): Basit yoga pozları, özellikle güneşi selamlama (Surya Namaskar), enerji akışını artırır.
Pranayama: Nefes çalışmaları (Kapalabhati veya Bhastrika) zihni temizler ve enerjiyi artırır.
Dışsal Motivasyon: İlham verici çevreler, doğal ışık ve pozitif insanlarla vakit geçirmek, taması azaltır.
Günlük Rutin: Küçük ve yönetilebilir görevler belirlemek, hareketsizliği kırmada yardımcı olabilir.
Kshipta (Huzursuz Zihin)
Kshipta, zihin dalgalarının (vritti) rajas tarafından yönetildiği, sürekli hareketli ve kaotik olduğu, odaklanmanın mümkün olmadığı bir zihin durumudur. “Maymun zihin” olarak adlandırılan bu durum, zihnin sürekli bir düşünceden diğerine sıçradığı, dikkatini uzun süre bir yerde tutamadığı bir haldir.
Kundalini: Bu durum, genellikle Manipura Çakra (Solar Pleksus) ile ilişkilendirilir. Bu çakranın dengesizliği, kişinin aşırı hırslı ama odaklanmamış ya da sinirli bir ruh hali içinde olmasına yol açabilir.
Nasıl Anlaşılır:
Sürekli düşünce akışı.
Başladığı işleri tamamlayamama.
Çabuk sinirlenme ve kolayca dikkatin dağılması.
Nasıl Aşılır:
Meditasyon: Basit nefes farkındalığı meditasyonu ile düşünceleri gözlemlemek.
Mantra Tekrarı (Japa): “Om” veya başka bir sakinleştirici mantra zihni düzenlemeye yardımcı olur.
Hareket ve Dinlenme Dengesi: Hızlı tempolu yoga (vinyasa) ardından şavasana gibi derin gevşeme teknikleri uygulanabilir.
Bu ilk iki durumda, kişi dışarıdan desteğe ihtiyaç duyar.
Vikshipta (Dikkati Dağılmış Zihin)
Vikshipta, zihnin konsantrasyon ile dikkat dağınıklığı arasında gidip geldiği bir ara durumdur. Zihin zaman zaman odaklanabilir, ancak bu odak genellikle kısa ömürlüdür. Sattva (berraklık) enerjisi bu durumda ortaya çıkmaya başlar. Bu, en yaygın zihin durumudur ve yoga yolculuğunun başladığı noktadır.
Kundalini: Bu durum, genellikle Anahata Çakra (Kalp Çakrası) ile ilişkilidir. Sevgi, şefkat ve uyum duygularıyla bağlantılı olan bu çakra, dengelenmeye başladığında zihin daha huzurlu ve dengeli hale gelir.
Nasıl Anlaşılır:
Meditasyonda kısa süreli odaklanma, ardından gelen dikkat dağılması.
İçsel huzur arayışı, ancak kararsızlık.
Nasıl Aşılır:
Düzenli Meditasyon: Her gün sabit bir zaman diliminde meditasyon yapmak alışkanlık oluşturur.
Disiplinli Pratik: Zihni odaklanmaya alıştırmak için yoga asanaları ve nefes çalışmaları.
Pozitif Çevre: Doğayla temas ve huzur veren mekanlar bu durumun iyileşmesine yardımcı olur.
Ekagra (Tek Noktaya Odaklanmış Zihin)
Ekagra, zihnin tamamen bir hedefe, düşünceye veya nesneye odaklandığı bir durumdur. Bu durumda zihin dalgalanmaları durur, kişi “akış” halini yaşar.
Kundalini: Bu durum, genellikle Ajna Çakra (Üçüncü Göz) ile ilişkilidir. Yüksek farkındalık ve sezgi, bu çakranın dengesinde gelişir.
Nasıl Anlaşılır:
Derin meditasyon sırasında zamanın farkında olmama.
Tek bir düşünceye veya göreve uzun süreli odaklanabilme.
Nasıl Güçlendirilir:
Dharana: Konsantrasyon çalışmaları (örneğin, bir mum ışığına odaklanmak).
Farkındalık: Günlük görevlerde bile bilinçli olmayı uygulamak.
Sessizlik: Gürültüsüz bir çevrede pratik yapmak bu durumu destekler.
Nirodha (Kontrol Altına Alınmış Zihin)
Nirodha, zihinsel dalgalanmaların tamamen durduğu, kişinin saf bilinç ve farkındalık hali yaşadığı bir durumdur. Bu, samadhi (özgürleşme) durumudur.
Kundalini: Bu durum, genellikle Sahasrara Çakra (Taç Çakra) ile ilişkilidir. İlahi bilinçle birleşme ve evrensel huzur bu durumda deneyimlenir.
Nasıl Anlaşılır:
Egonun kaybolduğu his.
Sonsuz huzur ve mutluluk hali.
Nasıl Geliştirilir:
İleri Meditasyon Teknikleri: Vipassana gibi derin farkındalık pratikleri.
Teslimiyet (Ishvarapranidhana): Evrenle birleşmeye yönelik teslimiyet hali.
Zihin Arınması: Uzun süreli düzenli yoga ve meditasyon uygulamalarıyla zihni arındırmak.
Mudha’dan Nirodha’ya uzanan bu yolculuk, tamasın (durağanlık) ve rajasın (huzursuzluk) azaltılması, sattvanın (berraklık ve denge) artırılmasıyla ilgilidir. Kendi bilinç ve zihin durumunuzu keşfetmeye bugün başlayın. Gözlerinizi kapatın, derin bir nefes alın ve içinize dönün. Bu yolculukta yalnız değilsiniz.
Koshalar (kılıflar ya da katmanlar), Hindistan’a ait kadim Yoga metinlerinden biri olan Taittiriya Upanishad’da geçer ve bedenin farklı boyutlarını ifade eder. Bu kavram, bedeni yalnızca fiziksel bir yapı olarak görmenin ötesine geçerek, insanın özüne (Atman), yani yaratılışındaki ilk saf ve temiz formuna, gerçek benliğine ulaşmasını sağlayan çok katmanlı bir sistemi açıklar.
Koshalar: İnsan Bedeninin Çok Katmanlı Yapısı
Koshalar, insanın dıştan içe doğru özüyle bağlantısını gösteren bir örüntü olarak düşünülebilir. Sağlık, yalnızca fiziksel bedenin (kaslar, kemikler ve organlar vb.) sağlıklı olmasıyla değil, aynı zamanda daha derindeki katmanların (zihin, enerji ve ruhsal katmanlar) da dengeli ve canlı olmasıyla mümkündür.
Fiziksel bedenimiz, bu katmanların en dış kısmını oluşturur ve Yoga’da bedenin yalnızca bir parçası olarak görülür.
Koshalar Arasında Uyum ve Bütünlük
Koshalar, birbiri içine geçmiş matruşkalar veya bir soğanın katmanları gibi düşünülebilir. Her bir kılıfın kendine özgü bir sınırı vardır, ancak bu katmanların uyum içinde çalışması, kişinin tam anlamıyla bütün ve dengeli bir varlık haline gelmesini sağlar.
Bu uyumu sağlayamadığımızda, içsel bir kopukluk, karmaşa ve huzursuzluk yaşarız. Koshalar arasında uyum olmadığında, eylemlerimiz, düşüncelerimiz ve duygularımız netlikten yoksun olur. Yoga, bu katmanların uyumunu ve hizalanmasını sağlayarak insanın özüne, ölümsüz benliğine ulaşmasına yardımcı olur.
Yoga Pratiği ve İçsel Denge
Yoga pratiği, koshalar arasında bütünlük ve harmoni kurarak bizi daha dengeli ve huzurlu bir hale getirir. Bu süreç, yalnızca fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda zihinsel, duygusal ve ruhsal sağlığı da kapsar.
Yogayı bir yaşam pratiği olarak benimsemek, bu katmanları hizalamak ve içsel bir denge sağlamak için bir rehber sunar.
Annamaya Kosha: Besin Katmanı ve Fiziksel Beden
Annamaya Kosha, Sanskritçe’de “besin katmanı” veya “besin zırhı” anlamına gelir. Bu, fiziksel bedenimizi ifade eden ve en dışta yer alan kosha (katman) olarak tanımlanır. Adından da anlaşılacağı gibi, bu katman yediğimiz besinlerden oluşur ve varlığımızın temel fiziksel yapısını oluşturur: kaslar, kemikler, deri, organlar ve diğer dokular.
Bir başka deyişle, Annamaya Kosha, somut, görülebilir ve dokunulabilir olan fiziksel bedenimizdir. Tıpkı bir bitkinin köklerinden aldığı su ve minerallerle büyümesi gibi, Annamaya Kosha da bedenin ihtiyaç duyduğu besinlerle beslenir ve sağlığını korur.
Annamaya Kosha’nın Sağlıkla İlişkisi
Eğer bu katman zayıf veya dengesizse, diğer koshaların da etkilenmesi kaçınılmazdır. Bu, yoga pratiği açısından oldukça önemlidir çünkü Annamaya Kosha yalnızca bedenimizin görünen kısmıdır ve daha derin katmanların da var olduğunu hatırlatır. Yoga, fiziksel bedenin ötesine geçerek bütünsel bir sağlık ve uyum sağlamayı amaçlar.
Dengeli Bir Annamaya Kosha İçin Yapılması Gerekenler
Annamaya Kosha’nın sağlıklı olması için dengeli beslenmek, düzenli hareket etmek ve yoga pratiği yapmak önemlidir. Yoga, bu katmanı güçlendirmenin yanı sıra, diğer katmanlarla uyum içinde çalışarak genel sağlığı iyileştirmeyi amaçlar.
Pranamaya Kosha: Enerji Katmanı ve Yaşam Gücü
Pranamaya Kosha, Sanskritçe’de “enerji katmanı” veya “enerji zırhı” anlamına gelir. Bu katman, fiziksel bedenimizi (Annamaya Kosha) harekete geçiren, ona canlılık veren enerji bedenidir. Pranamaya Kosha, nefesimizle (prana) bağlantılıdır ve hayatın devam etmesi için gerekli olan yaşam enerjisini temsil eder.
Tıpkı elektrikle çalışan bir cihazın enerjisi olmadan çalışamayacağı gibi, fiziksel bedenimiz de Pranamaya Kosha olmadan işlev gösteremez. Bu katman, nefes, dolaşım, sindirim gibi tüm hayati süreçlerin arkasındaki enerjiyi düzenler.
Pranamaya Kosha’nın Etkisi: Duygular ve Zihinsel Durumlar
Pranamaya Kosha duygularımız, düşüncelerimiz ve zihinsel durumlarımız üzerinde de etkili bir rol oynar. Pranamaya Kosha, fiziksel beden ile daha derin katmanlar arasında bir köprü gibidir. Bu katman, bedenimizin işlevsel ve duygusal dengesini etkileyerek genel sağlığımızda önemli bir rol oynar.
Yoga ve Pranayama ile Pranamaya Kosha’nın Dengelenmesi
Yoga ve pranayama (nefes çalışmaları), bu katmanın dengelenmesi ve güçlenmesi için önemli araçlardır. Pranayama, nefesle çalışarak enerji akışını düzenler ve Pranamaya Kosha’nın sağlıklı bir şekilde işlev görmesini sağlar. Bu katman sağlıklı olduğunda, kendimizi enerjik, dengeli ve zinde hissederiz.
Enerji Akışının Engellenmesi ve Sonuçları
Enerji akışı engellendiğinde, hem fiziksel hem de zihinsel olarak huzursuzluk, yorgunluk ve dengesizlik yaşayabiliriz. Pranamaya Kosha’daki tıkanıklıklar, yalnızca bedensel yorgunluğa değil, aynı zamanda ruhsal ve zihinsel huzursuzluğa da yol açabilir.
Manomaya Kosha: Zihinsel Katman ve Duygusal Deneyimler
Manomaya Kosha, Sanskritçe’de “zihinsel katman” veya “zihinsel beden” anlamına gelir. Bu katman, düşüncelerimizi, duygularımızı ve zihinsel süreçlerimizi ifade eder. Bizi çevremize, olaylara ve diğer insanlara bağlayan zihinsel kılıftır. Manomaya Kosha, duyularımızdan gelen bilgileri işler, kararlarımızı şekillendirir ve tepkilerimizi belirler.
Bir anlamda, zihnimizin konuştuğu yerdir: düşünceler, hayal gücü, anılar, irade gücü ve duygular bu katmanda hareket eder. Aynı zamanda inanç sistemlerimiz ve dünya ile olan bağımız da bu katman üzerinden şekillenir.
Manomaya Kosha’nın Sağlıklı Olması: Zihinsel Berraklık ve Duygusal Denge
Bu katmanın sağlıklı olması, zihinsel berraklık, pozitif düşünce ve dengeli duygusal tepkiler anlamına gelir. Ancak bu katman huzursuz veya dengesiz olduğunda, zihinsel karmaşa, endişe ve olumsuz duygular hakim olabilir. Manomaya Kosha, zihinsel süreçlerimizin temeli olduğu için, bu katmandaki dengesizlik, tüm yaşam kalitemizi etkileyebilir.
Yoga, Meditasyon ve Mindfulness: Manomaya Kosha’yı Dengelemek
Yoga, meditasyon ve mindfulness uygulamaları, Manomaya Kosha’yı sakinleştirmek ve berraklaştırmak için güçlü araçlardır. Bu uygulamalar, zihinsel bedenimizi temizleyerek, düşüncelerimizi ve irademizi netleştirir. Manomaya Kosha’da bir denge sağlandığında, içsel huzurumuz artar ve duygusal dengemizi korumamız daha kolay olur.
Zihinsel Katmanın Önemi ve Farkındalık
Zihinsel bedenimizi temizlediğimizde, düşüncelerimiz ve irademiz daha net hale gelir, içsel huzurumuz artar. Bu, daha bilinçli bir yaşam sürmemize yardımcı olur ve bizi daha sağlıklı, huzurlu ve dengeli bireyler haline getirir. Manomaya Kosha’nın sağlığı, duygusal dengeyi ve zihinsel netliği sağlamak için temel bir rol oynar.
Vigyanamaya Kosha: Bilgelik Katmanı ve Derin Farkındalık
Vigyanamaya Kosha, Sanskritçe’de “bilgelik katmanı” veya “farkındalık bedeni” anlamına gelir. Bu katman, derin içsel farkındalık, sezgi ve bilgeliği ifade eder. Manomaya Kosha (zihinsel katman) ve daha yüzeysel zihinsel süreçlerin ötesine geçer. Vigyanamaya Kosha, doğruyu yanlıştan ayırma yeteneğimizi, daha yüksek anlayışı ve ahlaki değerleri temsil eder.
Vigyanamaya Kosha’nın Derin Bilinç Seviyeleri
Bu katman, zihinsel süreçlerden farklı olarak, daha derin bir bilinç seviyesinde çalışır. Karar verme mekanizmamız, yalnızca düşünceye değil, aynı zamanda sezgiye, içgörüye ve ruhsal rehberliğe dayanır. Vigyanamaya Kosha, yaşamın anlamını ve amacını anlamamıza yardımcı olur ve bizi gerçek benliğimize (Atman) bir adım daha yaklaştırır.
Dengeli Vigyanamaya Kosha’nın Etkileri
Eğer bu katman güçlü ve dengeli ise, olaylara daha geniş bir perspektiften bakabilir, sağduyulu kararlar alabilir ve hayatımızda huzur bulabiliriz. Ancak zayıf veya dengesiz olduğunda, kafa karışıklığı, yanlış kararlar ve hayatla bağlantı kurmada zorluk yaşayabiliriz.
Vigyanamaya Kosha’yı Güçlendirmek İçin Pratikler
Meditasyon, öz-farkındalık çalışmaları ve derinleşmiş yoga pratikleri, Vigyanamaya Kosha’yı güçlendirmenin yollarıdır. Bu katmanın sağlıklı işleyişi, yaşamla daha bilinçli ve anlamlı bir bağ kurmamızı sağlar. Vigyanamaya Kosha, sadece zihinsel değil, ruhsal olgunluk ve sezgiyle de ilgili olduğu için, doğru uygulamalarla güçlendirildiğinde, yaşamımıza derin bir huzur ve netlik getirir.
Anandamaya Kosha: Mutluluk Katmanı ve İçsel Huzur
Anandamaya Kosha, Sanskritçe’de “mutluluk katmanı” veya “saadet kılıfı” anlamına gelir. Bu katman, en derin, en içsel ve en saf seviyede deneyimlenen mutluluğu ve huzuru ifade eder. Anandamaya Kosha, tüm diğer katmanların ötesinde yer alır ve özümüz olan Atman (gerçek benlik) ile bağlantılıdır.
Koşulsuz Sevgi ve Sonsuz Mutluluk Kaynağı
Bu katman, koşulsuz sevgi, huzur ve mutluluk hali olarak tanımlanır. Dışsal koşullara bağlı bir neşe değil, ruhumuzun doğal hali olan sonsuz mutluluk kaynağıdır. Meditasyon sırasında ya da derin bir yoga pratiğinde, bu katmana dokunduğumuzda, zaman, mekan ve benlik hissinin ötesine geçerek saf bir huzur hali yaşayabiliriz.
İçsel Mutluluk ve Gerçek Benliğe Ulaşma
Anandamaya Kosha’nın varlığı, bu mutluluğun hepimizin içinde saklı olduğunu ve onun dışsal dünyada değil, içimizde aranması gerektiğini hatırlatır. Bu katmana ulaşmak için tüm diğer koshaların uyum içinde olması ve yoga, meditasyon gibi pratiklerle benliğe daha fazla yaklaşılması gerekir.
Gerçek Tatmin ve Evrensel Bilinçle Bütünleşme
Eğer bu katmanla temas kurabilirsek, yaşamımızda gerçek bir tatmin ve içsel bir dinginlik bulabiliriz. Bu deneyim, kendimizi bütün hissetmemizi sağlar ve bizi evrensel bilinçle birleştirir.
Sonuç
Koshalar, insanın bedeninin ve bilincinin çok katmanlı yapısını anlamamıza yardımcı olan derin bir felsefi kavramdır. Yoga pratiği, bu katmanlar arasındaki dengeyi ve uyumu sağlamak için bir araçtır. Fiziksel bedenden (Annamaya Kosha) enerjiyi (Pranamaya Kosha), zihinsel süreçleri (Manomaya Kosha) ve derin içsel bilgelik ile farkındalık katmanlarını (Vigyanamaya Kosha) içererek, en derin içsel huzura ve mutluluğa (Anandamaya Kosha) ulaşmamızı sağlar. Her bir katman, bir diğerini besler ve bir bütün olarak insanı daha sağlıklı, dengeli ve huzurlu bir varlık haline getirir. Yoga, bu katmanların uyum içinde çalışmasına rehberlik ederek, özümüze ve gerçek benliğimize ulaşma yolunda bize önemli bir yol gösterici sunar.
Hepimizin faydalanabileceği bir pratik olan Yoga’nın etrafında, birçok kişiyi bunu denemekten alıkoyan mitler var. Yoga’nın ne olduğu ve ne olmadığına daha önce değindik; şimdi ise yanlış bilinenlerin doğrularına göz atalım.
1. Yoga için yeterince esnek değilim.
Zannedilen: Yoga yapmak için esnek olmak gerekir.
Aslında: Esnek olmak bir önkoşul değildir. İstikrarlı bir şekilde pratik yapıldığında, esneklik, güç ve dayanıklılık zamanla kendiliğinden gelişir.
Yoga herkes içindir. Mükemmellikle değil, süreçle alakalıdır. Başlamak için esnek olman gerekmez ve başladığında göreceksin ki, bu esnekliği zamanla kazanacaksın.
Aslında: Yoga, fiziksel duruşları (asana), nefes kontrolünü (pranayama), meditasyonu (dhyana), kısaca zihin, beden ve ruhu birbirine bağlayan bütünsel bir felsefeyi kapsar.
Yoga, anlarda denge ve farkındalık bulmakla ilgilidir. Fizikselin ötesine giden derin ve dönüştürücü bir deneyimdir.
3. Yoga yapmak için genç ve formda olmak gerekir.
Zannedilen: Yoga sadece atletik insanlar içindir.
Aslında: Yoga, yaş ve fiziksel durumdan bağımsız olarak herkes içindir. Fiziksel pratik için restoratif gibi daha yumuşak ve herkesin yapabileceği formlar da bulunur.
Yoga, vücudunla olduğu yerde buluşup birlikte devam etmekle ilgilidir. Vücudunu dinle ve kendi hızında yola devam et.
4. Yoga bir dindir.
Zannedilen: Yoga belli bir dine aittir.
Aslında: Eski tinsel pratiklere dayansa da, Yoga bir din değil, felsefi bir sistemdir. Herhangi bir dine paralel ya da seküler olarak uygulanabilir.
YogśchittavṛittiNirodḥa
PYS 1.2
Yoga, zihnin dalgalanmalarının durdurulmasıdır.
5.Yoga yapmak için belirli bir diyet uygulanmalıdır.
Zannedilen: Yoga yapmak için vejetaryen veya satvik beslenilmelidir.
Aslında: Bazı yogiler bu tarz diyetleri tercih etse de bu bir zorunluluk değildir. Yoga, vücudumuzun ihtiyaçlarına göre farkındalıklı bir şekilde yemek yemeye teşvik eder.
Beslenme konusunda bir uzman olmadığım için ve herkes için her diyetin uygun olmadığı göz önüne alındığında, öneri vermem doğru olmaz. Ancak yemek yedikten bir iki saat sonra kendini gözlemleyerek, sana hangi besinlerin daha faydalı olduğu hakkında genel bir fikir sahibi olabilir ve konu üzerinde kendi araştırmanı yapabilir ya da bir uzmandan destek alabilirsin.
6. Yoga çok kolay, benim vücuduma bir fayda sağlamaz.
Zannedilen: Yoga zorlayıcı değildir ve formuma katkı sağlamaz.
Aslında: Yoga’nın, Ashtanga Vinyasa gibi güç ve dayanıklılık geliştiren yoğun pratiklerden, çok daha hafif pratiklere kadar geniş bir stil yelpazesi vardır. Yumuşak diyebileceğimiz stiller bile esnekliği ve zihinsel odaklanmayı geliştirerek büyük fayda sağlar.
Burada tercihlerin devreye giriyor. Bütün vücudunu çalıştıracak ve mental dayanıklılığını da arttıracak zorlayıcı ya da halihazırda bulunan gücünü daha iyi kullanabilmene destek sağlayacak bir pratik seçebilirsin.
7.Pahalı malzemelere ihtiyaç var.
Zannedilen: Pratik için pahalı matlara, malzemelere, kıyafetlere ihtiyaç vardır.
Aslında: Sadece bedenine ve istekli olmaya ihtiyacın var; kalan her şey opsiyoneldir.
İçerisinde rahat hareket edebildiğin herhangi bir kıyafet yeterlidir. Burada bir de şunu söyleyeceğim: Mata da ihtiyaç yok, sadece daha konforlu olduğu için tercih ediliyor. Ekipmanlar yerine evde bulunan malzemeleri kullanabilirsin. Mesela kemer yerine bir fular, blok yerine kitaplar gibi; yaratıcılığını kullanabilirsin.
8. Erkekler Yoga yapmaz.
Zannedilen: Yoga kadınlara daha uygundur.
Aslında: Eskiden geleneksel olarak Yoga Hindistan’da yoğunluklu olarak erkekler tarafından pratik ediliyordu. Günümüzde cinsiyetten bağımsız olarak herkesin katılabileceği bir alan haline gelmiştir.
Geleneksel olarak erkekler Yoga yapardı, şimdi kadınlar da daha yoğun bir şekilde katılıyor. Fiziksel, mental ve ruhsal sağlığımızla ilgilenmek, cinsiyet fark etmeksizin hepimizin sorumluluğudur.
9. Yogi olmak için ileri seviye pozları yapabilmek zorundasın.
Zannedilen: Gerçek yogiler, ileri seviye pozlarda ustadır.
Aslında: Yoga, varacağın yer ile değil, yolculuğunla ilgilidir. En basit görünen pozlar bile farkındalıkla yapıldığında Yoga’nın özünü bünyesinde bulundurur.
Yoga, daha çok zihinsel berraklık ve farkındalıkla ilgilidir. Asana pratiği, meditasyon duruşlarında daha uzun süre durabilmek amacıyla esneklik ve güç kazanmak için yapılır.
10. Yoga çok fazla zaman alır.
Zannedilen: Pratik için her gün saatlerini harcaman gerekir.
Aslında: 10-15 dakikalık pratiklerin bile inanılmaz faydaları olabilir. Süre değil, süreklilik önemlidir.
Odağı geliştirmek, vücut ve zihin bağlantısını güçlendirmek, alışkanlık oluşturmak, gelişim göstermek ve öz farkındalığı desteklemek için süreklilik ve öz disiplin çok önemlidir.
Yani
Gerçek şu ki Yoga, herkes için bir şeyler sunan çok yönlü ve kapsayıcı bir pratiktir. İster esnekliği artırmak ister güç kazanmak ya da zihinsel netlik bulmak olsun, Yoga mükemmeliyetle değil, ilerleme ile ilgilidir. Bu yaygın yanlış anlamaları aydınlattığımızda, Yoga’nın yaş, fiziksel durum veya pahalı ekipmanlarla sınırlı olmadığını görüyoruz- Yoga, herkes için erişilebilir bir kendini keşfetme ve geliştirme yolculuğu. O halde neden matınızı serip bulunduğunuz yerden başlamayasınız? Yolculuk sizi bekliyor!
Sen olsan bu listeye ne eklerdin? Yorumlarda paylaş!
Yoga, Hindistan’da ortaya çıkan, fiziksel, zihinsel ve ruhsal pratiklerden oluşan antik bir disiplindir. Beden ve zihin arasında uyum sağlamak için asana, pranayama, meditasyon ve etik öğretilerden faydalanır.
Yoga nedir denildiğinde genelde “birlik” ve “kontrol” cevaplarını alırız. Yoga, özünde içsel huzur ve kendini gerçekleştirme hedeflerine yönelik köklü bir felsefedir. Konunun daha derinlerine inmek istersek, eski öğretilere, özellikle de Patanjali’nin Yoga Sutralarına bakabiliriz.
Kısaca Yoga Sutralar
Yoga Sutraları, M.Ö. 200 yılında (tarihi tartışmalı) bilge Patanjali tarafından yazılmıştır. Yoga pratikleri ve felsefesi çerçevesinde zihinsel berraklık, ruhsal sezgi ve iç huzura ulaşma yolunda bilgi ve talimatlar sunar. Bir nevi kullanım kılavuzu olarak düşünebiliriz. 195 (196) adet sutra vardır ve bunlar dört bölüme ayrılır.
Samadhi Pada
Bu bölüm, yoga nedir, zihnin doğası ve Yoga’nın nihai amacı olan Samadhi üzerinedir. Burada şöyle bir parantez açmak istiyorum, Yoga yaparken kişisel olarak hedefimiz Samadhi olmayabilir; yine de sutralardan öğrenip hayatımıza katabileceğimiz ve böylece yaşam kalitemizi arttıracak çok değerli bilgiler vardır.
Sadhana Pada
Sadhana Pada, pratiklere odaklanır. Nihai amaca ulaşmak için kullanılan yöntemleri ele alır. Yoga’nın sekiz basamağı, yani Ashtanga Yogadan burada bahsedilir.
Vibhuti Pada
İleri seviye meditasyonla zihnin başarabileceklerinden söz eder.
Kaivalya Pada
Son bölüm olan Kaivalya Pada, zihin karmaşasından özgürleşme ve bağımsızlığa ulaşma üzerine odaklanır.
Yogaya Giriş:
Athayogānuśāsanam
PYS 1.1
Şimdi, Yoga disiplini.
Atha: Şimdi. Brahman’ın Dünya’yı yaratırken bu sözü söylediğine inanılır. Yoga Sutraları’nın ilk kelimesi olan Atha, bu yüzden kutsama amaçlı kullanılmıştır. Aynı zamanda, öğretilere geçmeden önce belli şartların öğrencide sağlanmış olduğu ve bu yolculuğa artık hazır olduğu belirtilir.
Anusasanam: Talimatlar, kurallar, komutlar, öğretiler, disiplin. Yoga kararlılık gerektirir. Bu kararlılığı getirecek olan ve öğrencide aranan koşul ise öz disiplindir.
Nirodha: Durgunluk, durdurma, kontrol altına alma.
Yoga’nın Sonucu:
Tadā Draṣṭuḥ svarūpe’vasthānam
PYS 1.3
O zaman gözlemci (öz), kendi gerçek doğasına yerleşir.
Tada: O zaman.
Drashtu: Gözlemci, bilinç, ruh, öz.
Swarupa: Gerçek doğa, esas nitelik.
Avasthana: Sabitlenme, yerleşme.
Aksi Takdirde Ne Olur?
Vṛtti sārūpyamitaratra
PYS 1.4
Ya da gözlemci (öz) zihnin dalgalanmalarıyla özdeşleşir.
Sarupyam: Özdeşleşme.
Itaratra: Diğer durumda, ya da.
Sonuç
Yoga hem fiziksel hem de zihinsel anlamda derin bir dönüşüm sürecidir. Patanjali’nin Yoga Sutraları bu sürecin felsefi temelini atarak, yoganın fiziksel egzersiz değil, bir yaşam disiplini olduğunu vurgular. Bu öğretiler, bireyin içsel huzuru bulmasına, zihinsel berraklık kazanmasına ve ruhsal olarak özgürleşmesine yardımcı olabilir. Yoga, kişisel bir yolculuktur ve her birey için farklı bir anlam taşır. Önemli olan, yoga pratiğini bilinçli bir şekilde uygulayarak, daha huzurlu ve dengeli bir yaşam tarzına adım atmaktır.
Eğer merak edip kısaca araştırdıysanız, ‘Yoga nedir?’ sorusuna verilebilecek sayısız cevap olduğunu fark etmişsinizdir. Ben biraz da ne olmadığı hakkında konuşulması gerektiğini düşünüyorum ve ilk ele almak istediğim konu, Yoga’nın bir egzersiz olmaması.
Peki egzersiz nedir?
Egzersizi kabaca açıklamamız gerekirse dayanıklılığı ve kuvveti geliştirmek, yağ oranını düşürmek gibi birtakım hedefler doğrultusunda yapılan düzenli fiziksel aktivitelerdir. Bu çalışmalar sırasında genel olarak kalp atışları normalden daha yüksek seviyelere çıkar, metabolizma ve nefes hızlanır, oksijen tüketimi artar.
Egzersiz esnasında vücut üzerinde faydalı bir stres oluşturmak için sempatik sinir sistemi aktive edilir yani ‘kaç ya da savaş’ hali diyebiliriz. Yoga pratiğinde ise hedeflenen para-sempatik sinir sistemidir yani ‘dinlen ve sindir’ hali. Bir Yoga pozunda yani asanada ustalaşmak demek, orada eforsuz bir şekilde kalabiliyor olmak demektir.
Yoga pratiği ile aslında ne olur?
Asana pratikleriyle vücudu kullanabilme yeteneği gelişir. Farkındalığı ve konsantrasyonu arttırıp, vücudu rahatlatarak aslında mevcutta bulunan gücümüzü kullanmayı öğreniriz. Bağ dokusunun esnemesiyle kas yoğunluğunu arttırmadan oradan gelen enerjiyle kasın potansiyelini daha iyi değerlendirmeye başlarız.
Asana pratiği ve egzersiz birbirinin yerine geçemez ama karşılıklı olarak birbirini destekler. Bu arada asana kelimesi yaygın bir şekilde poz/duruş olarak kullanılır fakat birebir çevirirsek koltuk/oturmak gibi anlamlara gelir.
Peki Yoga pozlardan mı ibarettir?
Yoga ve egzersizin karıştırılmasının sebeplerinden biri olan asanalar aslında meditasyona hazırlıktır. Patanjali’ye göre asanalar yalnızca bedeni meditasyon sırasında zihni rahatsız etmemesi için eğitmekle ilgilidir. En bilinen eseri Yoga Sutralar’da 195(196) sutranın yalnızca üç tanesinde bahsi geçer ve kastedilen aslında Sukhasana gibi meditasyon pozlarıdır. Bu bize asanaların önemsiz olduğunu değil, Yoga’nın çok daha fazlası olduğunu gösterir.